Giriş
Sağlık hizmetlerinin sunulması sürecinde hekimler, mesleklerini icra ederken tıp biliminin evrensel kurallarına ve meslek etiği ilkelerine uygun hareket etmek zorundadır. Tıbbi müdahalenin temel amacı, hastanın sağlığını iyileştirmek ve zarar vermeden tıp bilimi çerçevesinde en uygun yöntemi uygulamaktır.
Türk Tabipleri Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nın 13. maddesine göre hastanın tanı ve tedavisi sırasında standart uygulamanın yapılmaması, bilgi ve beceri eksikliği ile hastaya uygun olmayan bir tedavinin uygulanması tıbbi kötü uygulama (malpraktis) olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla, hekimin meslek etiği çerçevesinde tıbbi müdahaleyi uygun şekilde gerçekleştirme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Tıbbi müdahaleler sırasında ortaya çıkabilecek zararların bir kısmı, tıp literatüründe ‘komplikasyon’ olarak tanımlanan ve kaçınılmaz şekilde meydana gelebilecek durumlardır. Tıbbi girişim sırasında tüm tedbirler alınmasına rağmen gerçekleşen komplikasyonlar nedeniyle hekimin sorumluluğuna gidilemez. Ancak, komplikasyonun zamanında fark edilmemesi, fark edilmesine rağmen müdahale edilmemesi ya da yanlış müdahalede bulunulması halinde, hekimin kusuru değerlendirilecek ve tazminat yükümlülüğü doğabilecektir.
Tıbbi kötü uygulamalar nedeniyle açılan tazminat davalarının son yıllarda artış göstermesi, hekimin mesleki risklerini artırmış ve bu bağlamda mesleki sorumluluk sigortasının zorunlu hale getirilmesini gündeme getirmiştir. Hekimlerin mesleki faaliyetleri esnasında karşılaşabilecekleri hukuki riskleri azaltmak amacıyla 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un Ek 12. maddesi uyarınca yapılması zorunlu olan “Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları” yürürlüğe girmiş ve uygulanmasına ilişkin tarife ve esaslar belirlenmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca, Cumhurbaşkanı, kamu yararı açısından gerekli gördüğü hallerde zorunlu sigortalar ihdas etme yetkisine sahiptir. Bu çerçevede, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, hekimlerin mesleki faaliyetleri sırasında üçüncü kişilere verebilecekleri zararları güvence altına almak amacıyla yürürlüğe konulmuştur.
- Sigorta Yaptıracak Kişiler: Kanuna göre, kamu veya özel sağlık kuruluşları ya da muayenehanesinde mesleğini uygulayan bütün hekimler, diş hekimleri ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar (sigortalı) zorunlu mesleki sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır. Bunun dışındaki sağlık çalışanları ya da Kanun’da sayılan unvanlara sahip olmalarına rağmen mesleki faaliyette bulunmayanlar sigorta yaptırmakla yükümlü değildir.
Teminat ve Limitleri
Hekimler açısından bir güvence mekanizması oluşturan bu sigorta türü, mesleki faaliyetlerin hukuki risklerini azaltarak sağlık hizmetlerinin daha güvenilir bir çerçevede sunulmasını sağlamaktadır.
Mesleki sorumluluk sigortası, bir zarar sigortası niteliğinde olup, hukuki yapısı gereği malvarlığı sigortası kapsamında değerlendirilmektedir. Sigortalı olan hekim, sigorta primlerini ödemekle yükümlü olurken, sigorta şirketi de belirlenen kapsamda zararları tazmin etmekle sorumludur. Hukuki açıdan incelendiğinde, mesleki sorumluluk sigortası, gelecekte meydana gelebilecek riskleri güvence altına alan bir pasif sigorta türüdür.
Bu sigorta türü, hekimin mesleki uygulamaları nedeniyle doğabilecek maddi ve manevi zararları belirli bir limit dahilinde güvence altına almaktadır. Sigortalının poliçede kapsamındaki belirlenmiş mesleki faaliyeti ifa ederken neden olduğu zarar dolayısıyla sözleşme süresi içinde kendisine yapılan tazminat taleplerine, bu taleple bağlantılı yargılama giderleri ile hükmolunacak faize ve sigortalı aleyhine ileri sürülen tazminat talebine ilişkin makul giderlere karşı poliçede belirlenen limitler dahilinde teminat sağlar.
Manevi tazminat talepleri ise , Hekim Mesleki Sorumluluk Klozu’na göre poliçede belirlenen teminat limitlerinin içinde kalmak ve bu teminat limitinin en fazla % 50’si ile sınırlı olmak kaydıyla teminat kapsamındadır. Ancak Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartları C.10 maddesinde tarafların sigorta ettiren ve sigortalının aleyhine olmamak üzere özel şartlar kararlaştırabileceğini düzenlediğinden manevi tazminat limitinin özel şartla kararlaştırılması koşulu ile % 50’nin üzerinde belirlenebilmesi mümkün olacaktır.
Sigortanın Uygulama Zamanı ve Bildirim
Sigorta poliçelerinin kapsamı ve sigortacının yükümlülükleri, poliçenin türüne ve içeriğine göre değişiklik göstermektedir. “Özellikle mesleki sorumluluk sigortalarında, poliçenin “claims made” (hasar talep esası) veya “occurrence basis” (olay tarihi esası) olup olmadığı büyük önem taşır.
Claims Made (Hasar Talep Esası): Bu tür poliçelerde, tazminat talebinin sigorta süresi içinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Yani, zarar verici olayın meydana geldiği tarih önemli olmaksızın, tazminat talebinin poliçe süresi içinde yapılması şarttır. Örneğin, sigortacı, sözleşmeden önceki 10 yıllık dönem içinde sigortalının mesleki faaliyetlerinden kaynaklanan zararlarla ilgili tazminat taleplerini karşılayabilir. Ancak bu taleplerin sigorta koruması altında olmasının ön koşulu, “sigorta süresi içinde” ileri sürülmüş olmalarıdır. Başka bir ifadeyle, tazminat ihbarı yapıldığında hekimin geçerli bir poliçesi olmalıdır.
Occurrence Basis (Olay Tarihi Esası): Bu tür poliçelerde, tazminat talebinin sigorta süresi içinde yapılması şartı aranmaz. Önemli olan, zarar verici olayın poliçe süresi içinde meydana gelmiş olmasıdır. Olay poliçe süresi içinde gerçekleşmişse, tazminat talebi poliçe süresi sona erdikten sonra da ileri sürülebilir.
1. Rıza Ayhan/Hayrettin Çağlar/Mehmet Özdamar, Sigorta Hukuku Ders Kitabı, 3. B., Ankara 2020, s. 301, Yeni genel şartlar uygulamada “claims made” (talep esaslı) olarak bilinen tekniğe uygun bir düzenleme getirmiştir. Samim Ünan, “Zorunlu Hekim Sorumluğu Sigortası Genel Şartlar Şerhi”, Sigorta Hukuku Türk Derneği, İstanbul 2012, s. 10.
Yani TTK olay esaslı sigortayı (occurrence basis) benimsenmiştir.Ancak bu hüküm emredici bir hüküm değildir. Bu nedenle taraflar sigorta sözleşmesinde aksini kararlaştırabilirler. TTK m. 1473/1’de sorumluluk sigortalarında olay esası kabul edilmiştir.
Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genellikle “claims made” esasına dayanır. Bu tür poliçelerde, tazminat talebinin sigorta süresi içinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Yani, zarar verici olayın meydana geldiği tarih önemli olmaksızın, tazminat talebinin poliçe süresi içinde yapılması şarttır. Örneğin, sigortacı, sözleşmeden önceki dönem içinde sigortalının mesleki faaliyetlerinden kaynaklanan zararlarla ilgili tazminat taleplerini karşılayabilir. Ancak bu taleplerin sigorta koruması altında olmasının ön koşulu, “sigorta süresi içinde” ileri sürülmüş olmalarıdır. Başka bir ifadeyle, tazminat ihbarı yapıldığında hekimin geçerli bir poliçesi olmalıdır.
Tıbbi kötü uygulama sigortaları, sigortalının mesleki faaliyetini sonlandırması durumunda, yalnızca “son sigorta dönemi içindeki” faaliyetler için iki yıllık ek bir sigorta koruması sunmaktadır. Ancak geriye dönük 10 yıllık bir koruma bulunmamaktadır. İleriye dönük koruma süresi ise sadece iki yıldır.
Talep esaslı sigortalarda tazminat talebi öncelikle sigortalı hekime yöneltilmeli, ancak aynı zamanda zarar görenin talebinin sigorta süresi içinde sigortacıya da ulaştırılması gerekmektedir. Genel şartlar, bu bildirime dair özel bir düzenleme içermemekle birlikte, sigortalıya yöneltilen talebi yeterli görmektedir.
Riziko Sonrası Sigorta Ettirenin Yükümlülükleri
Sigorta sözleşmesinin konusuna ilişkin olarak sigortalının kendisine tazminat talebinde bulunulduğunu öğrendiği ya da zarar görenin doğrudan doğruya sigortacıya başvurduğu anda riziko gerçekleşmiş sayılır.Riziko sonrası sigorta ettirenin;
- a) Haberdar olduğu andan itibaren rizikonun gerçekleştiğini derhal sigortacıya bildirmek,
( Sigorta Ettirenin Bildirim Yükümlülüğü ve Hukuki Sonuçları makalemize göz atabilirsiniz)
Sigortacıya zamanında bildirimde bulunulmamasının hukuki yaptırımı, Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 1475/3’te belirtilmiş olup, TTK m. 1446/2’ye yapılan atıf ile düzenlenmiştir. Buna göre, rizikonun gerçekleştiğine dair bildirim yapılmaması ya da geç yapılması halinde, eğer bu durum ödenecek tazminat ya da bedelde bir artışa sebep olmuşsa, kusurun derecesine bağlı olarak tazminatta ya da bedelde indirim yapılabilir.
- b) Sigortalının sorumluluğunu gerektirecek olayları, on gün içinde, sigortacıya bildirmek,
( Sigorta Ettirenin Bildirim Yükümlülüğü ve Hukuki Sonuçları makalemize göz atabilirsiniz)
- c) Sigorta sözleşmesi yokmuş gibi, imkanları ölçüsünde zararın önlenmesi, azaltılması ve artmasının önlenmesi için gerekli her türlü önlemi almak ve bu amaçla sigortacı tarafından verilecek mesleki faaliyet dışındaki sigortacılıkla ilgili makul talimatlara uymak,
ç) Sigortacının talebi üzerine, olayın ve zararın nedeni ile hangi hâl ve şartlar altında gerçekleştiğinin ve sonuçlarının tespitine; tazminat yükümlülüğü ve miktarı ile rücu hakkının kullanılmasına yarayacak, elde edilmesi mümkün bilgi ve belgeleri makul sürede vermek,
- d) Zarardan dolayı, dava yolu ile veya başka yollarla bir tazminat talebi karşısında kaldığı veya aleyhine cezai kovuşturmaya geçildiği hâllerde, durumdan sigortacıyı derhal haberdar etmek ve tazminat talebine ve cezai kovuşturmaya ilişkin olarak almış olduğu ihbarname, davetiye ve benzeri tüm belgeleri gecikmeksizin sigortacıya vermek,
2. Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.
- e) Sigorta konusu ile ilgili başka sigorta sözleşmesi varsa bunları sigortacıya bildirmek yükümlülükleri vardır.
Teminat Dışı Haller
- a) Sigortalının, poliçe kapsamında yer alan ve sınırları hukuk kuralları veya etik kurallar ile tespit edilen mesleki faaliyeti dışındaki faaliyetlerinden kaynaklanan tazminat talepleri,
- b) İnsani görevin yerine getirilmesi hariç, sigortalının, poliçe kapsamındaki kuruluşların sorumluluk alanı dışındaki faaliyetlerinden kaynaklanan tazminat talepleri,
- c) İdari ve adli para cezaları dahil her tür ceza ve cezai şartlar,
- d) İlgili mevzuatla belirlenen çerçevede tıbbi mesleki faaliyet gereği yapılanlar hariç her türlü deneyden kaynaklanan tazminat talepleri sigorta koruması dışındadır
Görevli Mahkeme
Tüketici Mahkemesinde görülecek davalar
Tıbbi malpraktis nedeniyle eser veya vekalet sözleşmesine dayanılan hallerde görevli mahkeme “tüketici mahkemesi” olarak düzenlenmiştir (6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m.3/1-L):
*Hasta, hekim ve hekimin sigorta şirketine beraber başvurursa, Tüketici Mahkemesi görevlidir.
*Hasta, hastane ve hastanenin sigorta şirketine başvurursa, Tüketici Mahkemesi görevlidir.
Ticaret Mahkemesinde görülecek davalar
*Hastane, hekimin sigorta poliçesine başvurursa nisbi ticari dava olması nedeni ile Ticaret Mahkemesi görevlidir.
*Hekim ve/veya hastane tazminatı ödedikten sonra kendi sigorta poliçelerine karşı talepte bulunursa aralarında sigorta sözleşmesi olması nedeni ile Ticaret Mahkemesi görevlidir. Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın 6102 sayılı Ticaret Kanunu’nda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları mutlak ticari dava olarak kabul edilmiştir (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.4/1-a).
Asliye Hukuk Mahkemesinde görülecek davalar
*Hastane, ödediği tazminat için hekime rücu ederse, dava Tüketici veya Ticaret Mahkemesi kapsamına girmediğinden Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.
*Hastane, hem hekime hem de sigorta şirketine rücu ederse, asli taraflar hastane ve hekim olduğu için Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Her uyuşmazlık, tarafların hukuki statüsü, işlemin mahiyeti ve hukuki ilişkilerin niteliğine göre değerlendirilmelidir. Uyuşmazlığın kaynağına, tarafların rolüne ve sözleşme ilişkisine bağlı olarak, görevli yargı merciinin doğru tespit edilmesi gerekmektedir. Mahkemelerin doğru belirlenmesi, davaların hukuki güvenlik içinde, usul ekonomisine uygun ve adil bir şekilde çözümlenmesini sağlayacaktır.
Zamanaşımı
Zamanaşımı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1482. maddesinde, sigortacıya yöneltilecek tazminat istemlerinin, sigorta konusu olaydan itibaren on yılda zamanaşımına uğrayacağı hükme bağlanmıştır. Sigorta sözleşmesinden doğan bütün talepler alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren iki yıl, tazminat istemleri her halde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren on yılın dolması ile zamanaşımına uğrar.
Sonuç
Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, hekimlerin mesleki risklerini en aza indiren ve hastaları olası zararlar karşısında koruyan bir güvence mekanizmasıdır. Sigorta poliçeleri, hekimin mesleki kusuru nedeniyle doğabilecek tazminat yükümlülüklerini belirli limitler dahilinde güvence altına alırken, sigortalının da yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle poliçeler arasında süre boşluğu olmaması, poliçe yenileme süreçlerinin titizlikle takip edilmesi ve tazminat taleplerinin zamanında bildirilmesi, sigorta güvencesinin devamlılığı açısından kritik unsurlardır.
DİY Hukuk Danışmanlık Arabuluculuk
Av.Arb. Didar İNCİ YILDIRIM