Arabuluculuğun Temel İlkeleri

Arabuluculuğun Temel İlkeleri

Giriş

Arabuluculuk, taraflar arasındaki uyuşmazlıkları dostane yollarla çözmeyi amaçlayan, bağımsız ve tarafsız bir üçüncü kişinin rehberliğinde yürütülen bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Bu süreçte arabulucu, tarafların iletişimlerini geliştirerek, menfaatlerini daha iyi anlamalarını sağlar ve her iki tarafın da kabul edebileceği çözümler üretmelerine yardımcı olur. Arabuluculuğun mahkeme süreçlerine göre daha hızlı, esnek ve ekonomik olması, taraflar arasında güvene dayalı bir çözüm yolu sunması nedeniyle giderek daha fazla tercih edilen bir yöntem haline gelmiştir. Arabuluculuk sürecinin adil, etkin ve güvenilir bir şekilde yürütülebilmesi için belirli temel ilkelere uyulması gerekmektedir. Bu ilkeler, sürecin başarılı bir şekilde işlemesini sağlarken aynı zamanda tarafların haklarını koruyarak arabuluculuğa duyulan güveni artırmaktadır.

  1. Gönüllülük İlkesi

Arabuluculuk sürecinin en temel ilkelerinden biri gönüllülük esasına dayanmasıdır. Taraflar, arabulucuya başvurma, süreci devam ettirme veya sonlandırma, anlaşmaya varma konularında tamamen özgürdür. Hiçbir taraf, arabuluculuk sürecine zorla dahil edilemez ve süreç boyunca herhangi bir anlaşmaya varmaya mecbur bırakılmaz. Bu ilke, tarafların sürece duyduğu güveni artırarak daha sağlıklı bir müzakere ortamı oluşturur. Bununla birlikte, belirli dava türlerinde arabuluculuk sürecine başvurulması zorunlu hale getirilmiş olsa da, tarafların anlaşmaya varması yine kendi iradelerine bağlıdır. (6325 Sayılı Kanun m.13)

  1. Gizlilik İlkesi

Arabuluculuk sürecinin başarısı, tarafların açık ve samimi bir şekilde iletişim kurabilmesine bağlıdır. Tarafların süreç boyunca rahatlıkla görüşlerini dile getirebilmesi ve olası çözümleri tartışabilmesi için gizlilik ilkesine titizlikle uyulması gerekmektedir. Arabulucu taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça süreçte elde edilen bilgi ve belgeleri gizli tutmakla yükümlüdür. Aynı şekilde, taraflar ve süreçte yer alan diğer kişiler de gizlilik ilkesine uymak zorundadır. Bu ilkeye aykırı hareket edilmesi durumunda hukuki yaptırımlar gündeme gelebilir. (6325 Sayılı Kanun m.4 , m.5 ve  Türkiye Arabulucular Etik Kuralları m.6)

Bu gizlilik yükümlülüğüne aykırı davranılması durumunda, aynı Kanun’un 33. maddesi uyarınca, bir kişinin hukuken korunan menfaatinin zarar görmesine neden olan kişi, şikâyet üzerine altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.

Gizlilik ilkesinin ihlali nedeniyle tarafların bir zararı meydana gelmişse, özel hukuk hükümleri uyarınca tazminat talep edilebilmesi de mümkündür.

Bu düzenlemeler, arabuluculuk sürecinin güvenilirliğini ve etkinliğini korumak adına gizlilik ilkesinin ihlaline karşı caydırıcı bir mekanizma oluşturur.

  1. Tarafsızlık ve Bağımsızlık İlkesi

 Arabulucunun, taraflar arasında herhangi bir ayrım yapmaksızın, objektif ve önyargısız bir tutum sergilemesi gerekir. Düzenlemeler arabulucunun tarafsız olmasını ve taraflar hakkında önyargılı davranışlardan kaçınmasını zorunlu kılmaktadır. Arabulucu, süreç boyunca taraflardan herhangi birine üstünlük tanımamalı ve sürecin adil bir şekilde yürütülmesini sağlamalıdır. Eğer arabulucu tarafsızlığını yitirdiğini düşünüyorsa, süreci sonlandırmalı ya da tarafları bilgilendirerek görevden çekilmelidir. Tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesi, arabuluculuk sürecine olan güveni doğrudan etkileyen en önemli unsurlardan biridir. (6325 Sayılı Kanun m.9 ve Türkiye Arabulucular Etik Kuralları m.3)

  1. Eşitlik İlkesi

Arabuluculuk sürecinde tüm taraflar eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir. Tarafların, süreç boyunca görüşlerini açıklama, delil sunma ve karar verme sürecine katılma hakkı eşittir. Arabulucu, taraflardan herhangi birine ayrıcalık tanımaksızın, sürecin her aşamasında dengeyi koruyarak adaletin sağlanmasına yardımcı olmalıdır. Özellikle taraflar arasında güç dengesizliği olması halinde, arabulucu sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesini sağlamak adına gerekli önlemleri almalıdır. (6325 Sayılı Kanun m.9/3 ve Türkiye Arabulucular Etik Kuralları m.1)

  1. Sürecin Kontrolünün Taraflarda Olması İlkesi

Arabuluculuk sürecinde nihai karar yetkisi tamamen taraflara aittir. Mahkemelerde olduğu gibi bağlayıcı kararlar veren bir hakimin aksine, arabulucu taraflara sadece süreci kolaylaştıran bir rehber olarak destek sunar. Taraflar, arabulucuya başvurup başvurmama, süreci devam ettirme veya sonlandırma ve anlaşma şartlarını belirleme konusunda serbesttirler. Arabulucu yalnızca tarafların çözüm sürecinde etkili bir iletişim kurmasını sağlar ve müzakereleri kolaylaştırır. Sürecin kontrolünün taraflarda olması, tarafların uzlaşmaya daha açık hale gelmesini ve sürecin başarıyla sonuçlanmasını kolaylaştırır. (6325 Sayılı Kanun m.3 ve Türkiye Arabulucular Etik Kuralları m.1 )

Sonuç

Arabuluculuk, uyuşmazlıkların dostane ve etkin bir şekilde çözülmesini sağlayan alternatif bir yöntemdir. Sürecin güvenilirliğini ve başarısını artıran temel ilkeler olan gönüllülük, gizlilik, tarafsızlık, eşitlik ve sürecin kontrolünün taraflarda olması, arabuluculuk müessesesinin temel taşlarını oluşturmaktadır. Bu ilkeler, tarafların haklarının korunmasını sağlarken, arabuluculuğun hukuki bir güvenceye sahip olmasını da temin eder. Dolayısıyla, bu ilkelerin titizlikle uygulanması, arabuluculuğun etkinliğini artırarak daha hızlı ve adil çözümler üretilmesine katkıda bulunmaktadır. Arabuluculuk, hem bireysel uyuşmazlıklarda hem de kurumsal ve ticari ilişkilerde sağladığı esneklikle, modern hukuk sistemlerinde giderek daha fazla önem kazanmaktadır.

DİY Hukuk  Danışmanlık Arabuluculuk

Av. Arb. Didar İNCİ YILDIRIM

Son Makaleler